Kayıtlar

HALİL PAŞA’NIN AKTÖR OĞLU TEMEL KARAMAHMUT

Resim
TEMEL KARAMAHMUT HALİL PAŞA HALİL PAŞA’NIN AKTÖR OĞLU TEMEL KARAMAHMUT 2008 yılının Şubat ayında yoğun bir koşuşturma içinde idim. “1923-1950 Kdz.Ereğli Futbol Tarihi ” kitabımın yazım işi bitmiş hummalı bir şekilde baskı hazırlıkları sürüyordu.Bu sırada Kdz.Ereğli Nüfus Müdürlüğünde de kitapta adı geçen kişilerin soyadları ve doğum-ölüm tarihlerini araştırıyordum. Elimde 1930 yılına ait Kdz.Ereğli İdman Yurdu Aza defteri bilgileri vardı.Ama Soyadı Kanunu öncesi olduğu için soy adlar sorun yaratıyordu. İşte o sırada büyük bir sürpriz beni bekliyordu. Kdz. Ereğli de hemen hemen herkesin adını duyduğu Halil Paşa’ya ait kayıtları da fırsat varken araştırdım.Kara kaplı büyük boy defterler açıldı. Müftü Mahallesi Nüfusuna kayıtlı Baba Adı: Ahmet Ana Adı :Emine Hava 01.07.1855 doğumlu Halil Paşanın Nüfus kayıt bilgileri artık karşımda idi.Yazılı birkaç kaynakta Halil KARAMAHMUT olarak ismi geçiyordu.Ama görülüyordu ki Halil Paşa 12.03.1920 tarihinde yani Soyadı Kanunundan 14 yıl ön

KDZ.EREĞLİ'DE EĞİTİM MEŞALESİNİ YAKANLAR KLİBİ YOUTUBE

Resim
http://www.youtube.com/watch?v=VJ28zuuKRMo

KDZ.EREĞLİ KONULU BİLGİ YARIŞMASI

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ BİLGİ YARIŞMASI ŞAMPİYON EREĞLİ ANADOLU LİSESİ Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, Karadeniz Ereğli Tarih, Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nce Liseler arasında bilgi yarışması düzenlendi.İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Belediyenin katkılarıyla Atatürk Kültür Merkezi Sinema Salonunda gerçekleştirilen yarışmaya ilçe genelinde 12 ortaöğretim okulu katıldı. Jüri başkanlığını Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ)Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Coşkun’un yaptığı yarışmada, öğrencilere Ereğli, tarih, doğa ve kültürüne ilişkin sorular soruldu.Yarışmada Ereğli Anadolu Lisesi birinci olurken, Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ikinciliği, Atatürk Anadolu Lisesi ise üçüncülüğü aldı. Yarışmanın ödül töreninde bir konuşma yapan Ereğli Belediye Başkan Vekili Arslan Keleş, yarışmadan büyük keyif aldığını söyledi. Yarışmaya izleyici olarak katılan öğrencilerin sayısının düşük olduğunu belirten Keleş şöyle dedi:“Katılım daha fazla olabilirdi. Önümüzdeki sene umar

Foto-röportaj : Heykeltraş Yaman Civan

Resim
Foto-röportaj : Heykeltraş Yaman Civan Zonguldakseverler bilir, Kuzey Batı Karadeniz`in bu şehri, yılda en az bir kez gitmediniz mi size seslenir… “Gel hele bir bak daha göstereceğim nelerim var” diye. Yeriniz daralır, işi gücü rölantiye alır, ilk fırsatta yollara düşersiniz… Heykeltraş Yaman Civan ile, yine böylesi bir daralma sonucu gittiğim Zonguldak`ta, Ereğlili fotoğrafçı dost Raif Karapekmez kanalı ile tanıştım. Bir güzel insan daha tanımama vesile olduğu için Raif`e ve bizi her seferinde o güler yüzü ile karşılayan ve okuyacağınız söyleşiyi gerçekleştirdiğim Heykeltraş Yaman Civan`a (Yaman Abiye) yürek dolusu teşekkürler… Evine gitmek için Eregli` nin yokuşlarından birini tırmanırken ona yolda rastlıyoruz, gidişimiz habersiz… Ellerinde alış veriş torbası, Raif bizi kendisine kısaca tanıtıyor… Yaman Abi, güleç yüzü ile `Hoşgeldiniz Ereğli`ye, sürpriz oldu bizim için, aklıma dahi gelmezdi` diyerek karşılıyor… Bizim için de güzel bir tesadüf olduğunu belirtiyorum… Heykeltraş Yaman

ÖLÜMÜN AĞZI

SÖZ MÜKELLEFİYETTEN AÇILINCA TABİKİ BU KONUDA KÖMÜR HAVZASI'NIN BELLEĞİ OLAN MADEN VE KALEM EMEKÇİSİ EROL ÇATMA'NIN MAKALESİNİDE SAYFAMIZA EKLEMEYİ BİR BORÇ BİLDİM...... Bu makele ZONGULDAK bölgesinin gözü kulağı olan insan üstü bir çaba ile SAFFET CAN tarafından hazırlanan haberzonguldak1 sitesinden alınmıştır. "Ölümün Ağzı" Ölümün Ağzı, Zonguldak maden işçilerinin mükellefiyet döneminde çektiği zulmü anlatan ve aynı zamanda mükellefiyet dönemiyle ilgili yazılan ilk romandır. Karıkoca Dosdoğrular' ın Tan Gazetesi' ne gönderdiği makalelerle, o dönemde ki zulmün ve sefaleti sayısal dökümleriyle birlikte, canlı tanıkları tarafından her türlü bedeli göze alarak kamuoyuna duyurulmasını yazmıştım. O makaleler, genellikle iş yerlerinde çalışanların çektikleri zulüm, baskı ve sefaletle ilgili idi. "Ölümün Ağzı" Mükellefiyet Döneminde maden işçileri ile birlikte köydeki ailelerinin de acılarını, yazarın söylemiyle "Acının Tarihini " anlatan bir rom

Acı bir deneyim “İş Mükellefiyeti”

Mükellefiyet Uygulaması Havza Tarihi adeta Travmatik Paranoya'dır. Dönemi en iyi anlatan bence İRFAN YALÇIN beye ait "ÖLÜMÜN AĞZI" romanıdır. "Eğer bir gün ‘acı’nın tarihi yazılırsa, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Zonguldak kömür ocaklarında uygulanan ‘işçi mükellefiyeti’nin kısaca ‘mükellefiyet’in de sözü edilir herhalde…” Yaşlı bir madenci o günleri şöyle anlatıyor: “Yük taşıyan bir hayvan-huysuzlanıp da gitmezse sahibi döver onu. Ama ne kadar döverse dövsün onu yaralamak, sakat bırakmak, öldürmek gelmez içinden. İşte böyle sakınmalardan bile uzaktık ‘mükellefiyette’ biz. Ayağı kırılan ocak katırı, yiten bir kazma bizlerin ölümünden daha çok üzerdi başımızdakileri. Çünkü ocakta çalışan katırlar az bulunuyordu. Ama bize gelince karıncalar kadar çoktuk biz.” ( KİTABIN SUNUŞ YAZISINDAN ) Acı bir deneyim “İş Mükellefiyeti” TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi, Zonguldak Maden Mühendisleri Derneği ve ZOKEV ( Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı ) eşgüdümünde 11 -

ÖZÜR DİLERİZ SADEDDİN ERİŞEN

Resim
ÖZÜR DİLERİZ SADEDDİN ERİŞEN Özür dilemek enaniyet’in kırılması bir nevi ego’nun törpülenmesidir.Yüce bir davranıştır.Ben hayatım boyunca bir çok kere yerine getirdim. Haksız olduğumu anlayınca büyük küçük demeden özür dilediğim bir çok kişi oldu. Peki kötü mü ? oldu. Tabi ki hayır aksine bu beni insan olarak yüceltti. Gündem özür dileyenler ve özür dilemeyenler tartışmaları ile yoğun iken peki kim bu Sadeddin ERİŞEN Kdz.Ereğli ‘de hala izleri bulunan ama büyük bir haksızlık sonucunda bu şehirden ve hatta16 ay boyunca Türkiye’den uzak kalan bir mağdur. Sadeddin ERİŞEN beyi merak edenler "Aza Defteri" ve bir kentin hafızası adlı makale mi okuyabilirler. Ben hayatım boyunca kadere şartsız ve tereddütsüz inandım. Metafizik olarak kalp gözü denilen his durumuna da inanırım .Kitabımı yazarken otobiyografisine değindiğim Ereğli’den dramatik ayrılışı sonunda acaba nereye gitti derken 1950 yılına ait efemera belgesinde İstanbul da ki adresini tespit ettiğim bu muhterem zatı