İLYOS–TİOS


İLYOS–TİOS



Prof. Dr. Sümer Atasoy
Tios Kazısı Başkanı

Zonguldak ilinin kuzeydoğusunda bir sahil beldesi olan Filyos, antik Tios kentinin üzerinde yer almaktadır.
Kentin tarihi hakkında bilgilerimiz azdır. Efsaneye göre kent, M.Ö.7. yüzyılda Tios adlı bir lider komutasında Miletos’dan gelenler tarafından kurulmuştur.
Tarihi boyunca değişik isimlerle ( Tios, Tieion, Tianon, Tium ) anılmıştır. Siyasi güç oluşturmayan ve Ereğli ile Amasra’ nın gölgesinde kalan kent, Roma döneminde, M.Ö.70. Yılında yakıldı ve yağma edildi. Daha sonra yeniden inşa edildi ve bir ticaret ve balıkçı kenti olarak yaşamını devam ettirdi. Yörede mısır ve üzüm yetiştiriliyor, bol miktarda torik ve palamut avlanıyordu. Bu ürünler gerek deniz ve gerekse Filyos çayı yoluyla gemilerle ihraç ediliyordu.
Kent, Bizans döneminde, M.S.5. yüzyılda önemli bir dini merkez oldu.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise ( 14 – 15. yüzyıl) giderek önemini yitirdi ve küçük bir balıkçı köyüne dönüştü.
Bugün, Filyos beldesinin bulunduğu alanda eski kentten toprak üstü kalıntı olarak Roma, Bizans ve Ortaçağ dönemlerine tarihlenen kale, sahil surları, su kemeri, tonozlu galeri, tiyatro, savunma kulesi ve çeşitli mezarlar görülebilmektedir.
Kale Tepesi: İlk yerleşme yeri, kentin kuzeyindeki Kale Tepesi üzerindedir. Buradaki ortaçağ kalesine ait duvarlar. 2003 yılında restorasyonu yapılarak yenilenmiştir. 2007 yılında yapılan kazılarda bir tapınak platformu ile küçük kilise kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.
Doğu Tepesi: Kale Tepesinin doğusunda, Elektronik – Radar Mevzi Komutanlığının yer aldığı tepe üzerinde, mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, taş lahitler ve tuğla mezarlar yer almaktadır.
Eski Liman: Kale Tepesinin batısında yer alan eski limana ait rıhtım ve balık havuzu kalıntıları, denizin içinde 6 metre genişliğinde ve 100 metreden fazla uzunlukta iki mendirek kalıntısı bulunmaktadır.
Sahil Suru: Eski limanın başladığı noktadan itibaren kent içine doğru uzanan sahil suru bulunmaktadır. Çeşitli dönemlerde tamir edilerek kullanılan surun kalınlığı 1 metre, mevcut yüksekliği ise 5 metredir. Bugün surun ancak bir bölümü görülebilmektedir.
Su Kemeri ve Tonozlu Galeri: Ateş Tuğla Fabrikasının doğusunda, dört kemerli bir su kemeri kalıntısı ve tuğladan yapılmış tonozlu bir galeri bulunmaktadır. Burasının büyük bir yapının alt bölümü veya su deposu olduğu tahmin edilmektedir.
Ayrıca fabrikanın 1945–46 yıllarındaki ilk yapımı ve sonraki yıllarda yapılan ilave inşaatlarında ortaya çıkarılan pişmiş toprak küpler, mimarı parçalar, mermer kilise levhaları, mermer sütün kaideleri bugün fabrika bahçesinde koruma altındadır.
Tiyatro: Kentin güneyindeki yamaca yaslanmış tiyatro Roma dönemine aittir. Taş oturma sıralarının bir bölümü sökülerek, geç dönemlerde yapılan inşaatlarda kullanılmıştır.
Araştırma ve Kazılar: Tios kentinin bilimsel olarak araştırma ve kazıları, 2006 ve 2007 yıllarında Kdz. Ereğli Müzesi ve Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından başlatılmıştır.
2008 yılından itibaren ise Trakya Üniversitesi, Bakanlar Kurulu Kararı ile Prof. Dr. Sümer Atasoy başkanlığında kazılar devam etmektedir. Maddi katkı, Zonguldak Valiliği İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır.
2009 yılı çalışmaları27 Temmuz tarihinde başladı. Prof. Dr. Sümer Atasoy’un başkanlığındaki kazı ekibinde 5 öğretim üyesi, 7 uzman-Arkeolog ve 12 arkeoloji-sanat tarihi öğrencisi bulunmaktadır.
2006 yılından beri yapılan çalışmalarda, kale içinde; arkaik devire ( M.Ö.7–6.yy) ait siyah ve kırmızı figürlü çanak- çömlek parçaları ile 30 değişik tipte, Ortaçağ’a ( M.S.12–14.yy) tarihlenen, sırlı çanak parçaları bulunda. Çanak-çömlek çeşidinin bol olması, yapılan ticaretin zenginliğini göstermektedir.
Sahil surunun güneyindeki tarlalarda ( bahçe) yapılan jeofizik-elektromanyetik ölçümlerde eski kentin yapıları tespit edildi. Buradaki sondajlarda, Helenistik devire tarihlenen sur duvarları, taş döşeli yollar, Roma-Bizans dönemine ait yapı kalıntıları ve iki hamam yapısı, Roma dönemi sikkeleri ve çanak-çömlek parçaları ortaya çıkarıldı.
Tiyatroda yapılan temizlik çalışmalarında; mermer iki heykel parçasına rastlandı.
Oturma sıralarının bir kısmı ile sahne binası ortaya çıkarıldı.
Tiyatro’nun güneyinden geçen yolun güneyindeki tepelerde yapılan araştırma çukurlarından birinde Roma dönemi kapalı su kanalı bulundu.
İki yazı-bilimci tarafından, bugüne kadar yörede bulunmuş ve Ereğli Müzesinde mevcut tüm Hellen ve Latince yazıtlar arşivlendi. Yazıtların değerlendirilmelerine başlandı.
Ayrıca yine bir uzman grubu tarafından, ortaya çıkan tüm küçük ve büyük buluntuların, yapı kalıntılarının çizimleri yapılmaktadır.
Kazı ekibi, Pazar günleri çevre gezileri düzenlemektedir. Bu geziler sırasında yörede eski yollar, kaya mezarları, Roma dönemi köprüler ve suyolları tesbit edilmiştir
Tios kentinin araştırılması ve kazılması, Karadeniz tarihi ve arkeolojisi için büyük önem taşımaktadır. Çünkü Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında antik yerleşim kazısına tek örnektir. Başka örnek yoktur. Toprağın hemen altında yolları, meydanı, hamamı, dini yapıları, evleri, depoları, dükkanları, mezarlarıyla büyük bir kent ortaya çıkacaktır. Böylece tarihi boyunca önemsenmeyen bu kent, Karadeniz bölgesinin turizm açısından “ilk ve tek parıldayan yıldızı” olacaktır.


SONUÇ VE ÖNERİLER
FİLYOS beldesi, eski Tios kentinin hamam, tapınak, taş döşeli yolları, mahzenleri, balık depoları, mozaik döşeli villa kalıntıları üzerinde oturmaktadır.
Bu beldenin çağdaş yöneticileri ve kültürlü insanları, tarih bilincini ön planda tutarak, koruma amaçlı plan yaparak Tios kentini bakımlı bir ören yeri olarak yaşatmak zorundadır. Burada talana değil, geleceğe ve uygarlığa hizmet edecek bir örnek oluşturulmalıdır. Evler, sokaklar, meydancıklar, Pazar yeri, parklar, sosyal ve kültürel mekanlarıyla yeni bir yerleşme kurulamaz mı? Tarih ve çağdaş yaşam birlikte yaşayabilir.
Bir müze yapılarak, kazılardan çıkarılacak buluntuları Kdz. Ereğli Müzesine gitmesi önlenebilir. Böylece Türkiye’nin Karadeniz kıyısındaki tek antik kenti Filyos- Tios, bir tarih ve turizm merkezi olabilir.
Bölgenin “Kültür ve Turizm Bölgesi” ilan edilerek, doğayı ve tarihi koruyarak turizm ile buluşması sağlanabilir. Konut sayısına değil, çevreye öncelik veren dikkatli ve özenli bir planlama gerekir.
Filyos’ta politik düşünce ve kavgalar üstünde, ortak olarak sahip çıkılacak bir kültürel miras bilincinin oluşması gerekiyor.
Kültürel mirası koruma çabası, sosyal çağdaşlaşma olgusudur.
Koruma, bir yasa sorunu değildir. Bir kültürel tavırdır. Toprak yağmasına direnebilen bir kamuoyu yaratabilmektir.
Fiyos, kültür turizmi ile uzun süreli bir geçim kaynağı sağlayabilir. Bunun için kültürel değerlerini ve doğal alanlarını korumak zorundadır.
Filyos’un sahip olduğu Tios, özel bir yer ve yok olmaması gerek. Tios’un kazılması Filyos için bir kurtuluştur. Çok özel bir fırsattır.
Tios kazıları, sadece Filyos’un tarihini değil, Türkiye’nin Karadeniz bölgesinin ve dünya tarihçiliğini yönlendirecek, değiştirecek buluntularla doludur. Kazılar ilerledikçe sürprizlerle karşılaşacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ KİŞİ, LAKAP,YER ADLARI VE DEYİMLER

ZONGULDAK DOĞUMLU TÜRK POPU’NUN İLK STARLARINDAN AY-FERİ

BİR İSYANIN ANATOMİSİ;DEVREKLİ SAHTE KADIN PEYGAMBER DUDU HATUN İSYANI İLE KIZLAR DERESİ EFSANESİNİN BAĞLANTISI