18 HAZİRAN 1920 KDZ.EREĞLİ'NİN KURTULUŞU



18 HAZİRAN 1920
4 yıl süren Birinci Dünya Savaşında büyük kahramanlık gösteren Osmanlı imparatorluğu müttefiklerinden daha sonra Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmıştı. Mütarekenin yürürlüğe girmesiyle ile İstanbul’da İngiliz donanması demirledi. Urfa Antep’e İngilizler Antalya Konya taraflarına İtalyanlar asker çıkardılar. Bu acıklı durumdan faydalanan azınlıklarda emellerini gerçekleştirmek yolunu tuttular. İstanbul’da Mavri Mira,
Ermeni, Samsun ve Trabzon havalisinde Rum Pontus Cemiyetleri kuruldu.
Ereğli madenleri kömür havzasında Doktor Dünyas ve Hacı Anesti bu çeşit hareketleri korumuş­lardır. Hatta Rum ve Ermeniler taşkınlık göstermekten çekinmemişlerdir. Birinci Cihan savaşında Almanya'nın yenilmesi havzada Hagotinyes’in projelerini suya düşürdü. Öteden beri bu sahada geniş te­sisat yaptıran ve para döken Ereğli şirketi, ecnebi ve bilhassa Fransız sermayesinin hakimiyetini mütareke senelerinin imkanlarından faydalanılarak siyasi nüfuz ve imtiyaz bölgeleri haline getirmek için bazı çarelere başvurmuştur.
Fransızlar havzada ve Ereğli civarındaki ocaklarda mevcut menfaat ve sermayelerini korumak ve bir kısımda koloni kurmak maksadıyla 8.6.1920 günü Ereğli’yi işgal etmişlerdir.
Ereğli'nin durumu 14 Mayıs 1919 günü itilaf devletleri donanması İzmir limanına girerek demir attıkları vakit Amiral Galtrop'un notası Mondros mütarekesinin yedinci maddesine uyarak İzmir ve civarının Yunanlılar tarafından işgal edileceği bildiriyordu. İstanbul hükümeti yedinci maddeye göre İzmir'in işgalini uygun buluyor ve İzmir makamlarına baş eğilmesini emrediyordu. Nihayet Redd-i İlhak cemiyetinin mitingini takip eden 15 Mayıs 1919 sabahı İzmir işgal edildi.
Rumlar sevinçli günlerini yaşarlarken İstiklal Savaşının ilk Türk şehitleri İzmir sokaklarına serildi ve ilk Türk kurşunu düşmanına bu gün atıldı. İstiklal Savaşı artık başlamıştı. Bu acı olay Anadolu’nun her tarafına yayıldı. Her Türkün kalbinde acılar yarattı.” İzmir Türkündür.” Parolası ile her tarafta Ereğli’de heyecanlı mitingler yapıldı Müdafaa-i Hu­kuk Cemiyeti şubesi ku­ruldu.
Bir Cuma günü şehre davet edilen köylü ve ka1abalık halk kütlesi, Orta camide cuma namazını kıldıktan sonra Sancak'ı şe­rifi siyaha boyayarak “İzmir Türk’ündür. Yaşasın Türk milleti…” nidalarıyla Bey çayırında toplandı. Ereğlililerin hürmetle yad ettikleri Hoca Nimet Efendi heyecanlı bir konuşma yaparak esir ve düşmana boyun eğen bir hükümdarın, emirlerine itaatın caiz olmadığını misaller vererek izah etti Kurtulmak yaşamak için teşkilatlanmamızın zamanı geldiğini Kuvva-i Milliye’ye sadık kalmanın yerinde bir hareket olacağını anlattı.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin şubesinin Ereğli’de kurulmasına karar verildi. Cemiyetin Başkanlığına Hoca Nimet Efendi azalığa Akman oğlu Raşit, Hüseyin Usta oğlu Nazif, Hacı Eyüp Cıbır oğlu Ha­cı Musa, On sekiz oğlu Yusuf, Halil oğlu Eşref, Sarımsakçı oğlu Nazif, Halil Ağa oğlu Ali Rıza. Hacı Eşref, İzzet Dura, Hacı Musa Fotalı, Hakkı Cöbek Evvel zaman Hakkı seçildiler. Durumu Mustafa Kemal’e telle bildirdiler. İstanbul'da bir müddet evvel Salih Paşa yerine Damat Ferit Paşa Sadrazam olmuştu. Damat Ferit An­kara Büyük Millet Meclisi­nin açılmasını ve milli hareketi durdurmak, Milli şuuru öldürmek için mücadeleye girişerek Anadolu’da birçok isyanlar çıkarmıştır.
Bilhassa Ereğli ci­varını saran Bolu, Düzce isyanları korkunçtu. Ereğli'nin Bey pazarına ka­dar uzanan bu isyanlar sebebi ile Ankara ila tema­sa geçilmesi güçleşmişti. Diğer taraftan İstanbul İtilafçı fırka zihniyetinin baskısı da eksik değildi. Bu müşkül durum devam ederken 8 Haziran 1920 yılı içinde İki gambot bir kruvazör ve bir gemiden mürekkep Fransız kuvvetleri limanda görüldü. Bir Ramazan günü kömür harmanına çıkarma yapan Fransızlar evvela sözlü olarak Herakleia tepesini işgal edeceklerini Kaymakam ve Belediye reisine bildirirler. Ereğli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesi azasından gemiye giden bir grup Fransızlarla anlaşamayarak geri döndü. Çıkarmayı takip eden akşam İzzet ve Kazım Beyler Müdafaa-i Hukuk şubesi azalarıyla birlikte Millet Bahçesinde toplanarak iki yüz kişiden mürekkep ilk müfrezeyi kurdular.
Düşmana dayanma kararını verdiler. Belediye reisi Akman oğlu Raşit ve Kaymakam bu durumu Büyük millet meclisi baş­kanına bildirdiler Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal, yazılı tele benzer bir cevapta bulundular.
“Allah muinimizdir, Vatanı kurtarmak için yediden yetmişe kadar dayanmaya mecburuz. On bin kişilik yardım kuvveti geliyor.”
İkinci gün Fransızlar asker çıkartmaya devam ederek yüz kişiye yakın bir kuvvetle İn sırtlarını tuttular, Ertesi gün Kefken’ den İpsiz Recep, Devrek’ten Muharrem çetesi geldi.
Üçüncü gün sabahı Fransız kuvvetleri hakkında esaslı bir keşif yapmak için limanda İhsan Çavuş memur edildi.
Köylü elbi­sesi giymiş olduğu halde sırtındaki gübre küfesiyle Han deresinden Keşif köyüne gönderilerek ihtiyar heyetiyle temasa geldi ve köy halkına her gün, her sabah düşmanın durumu hakkında Ereğli’ye bilgi iletmelerini bildirdi. Fransızlar kuvvetlerini üç karakol halinde yaymışlardı. Han deresinin üst tarafında ki sırtlarda ve Karaağaç civarında sekiz ki­şi bir makineli, yüz metre yukarıda ayni şekilde bir karakol Fener tarafında bir karakol daha Keşif tepe yolunun ortasında karargah kurulmuştu. De­niz tarafında bir, kararga­hın yukarı kısmında iki makineli görülüyordu. Tahminen hepsi 250 kişi idi. İhsan çavuş Maltepe ve Tuğla ocaklarını dolaşarak kavak dibine döndü. Milli müfreze kumandanı Kazım beye durum hakkında bilgi verdi.
Cuma günü öğleden sonra Fransızlar askeriyle şehri işgale başladılar. Bir kol sahilden Çoban çeşmesi üzerinden diğer bir kolda Kestanelik üzerinden, üçüncü kol Bozhane mahallesi istikametinden şehre doğru avcı hattından yayıldılar. Hastane önünden gelen grup üzerine kalede bu­lunan Milli Müfrezemiz ateş açtılar.
Fransızlar Kestanelik üzerinden ateşe mukabele ettiler. Gemiler kaleyi top ateşine tuttular 3-4 saat devam eden bu çetin savaştan sonra akşamüzeri birliklerimiz geri çekildi.
Fransızlar karanlıktan istifada ederek kaleye asker çıkardılar, karargahlarını kurdular. Etrafı taramaya başla­dılar. Sabah şehre ve mahallelere dağıldılar. İçlerinde bulanan Cezayirli Müslüman askerler Rum Mahallesini yağma ettiler.
Kaleden bugünkü Akşam Kız Sanat ve Erkek Sanat Okulları arasındaki yol istikametinde denize kadar tel örgü çektiler. Bu du­rum karşısında hükümet Viran köyüne çekildi. Milli kuvvetler ve müfrezeler iç taraflarda teşkilat yapmaya ve kuvvetlenmeye başladılar. Buradan daha ileri gidemeyeceğini anlayan Fransızlar aldıkları emir üzerine
18 Haziran 1920 tarihinde Ereğli’yi terk ettiler. Bu gün Ereğli’lerin kurtuluş günüdür, bu savaşta bilhassa Kazım ve İzzet, Saraç Tahsin, Kahveci Halil Ağa ve İhsan Çavuşun büyük yararlıkları görülmüştür.
Ereğliler İstiklal savaşının ilk günlerinde yaşadıkları müşkül şartlar içinde bile İstanbul hükümetinin tesiri altında kal­mayarak emsaline az rastlanan bir cesaretle düşmana dayandılar. Milli mücadele ruhuna sadık kaldılar Büyük Millet Meclisi Hükümetinin izinde yürüyerek Ereğli'yi kahramanca müdafaa ettiler. Yerinde ve isabetli olan bu kararla Karadeniz’in batı kısmında dördüncü bir cephenin kurulmasına mani oldular. İstiklal savaşının devamı boyunca denizde vapur ve motorlardan mürekkep Kuvva-i Milliye ilk yardım filosunu kurdular. Cephane taşıdılar.

2 -3-4 Temmuz 1962
ŞİRİN EREĞLİ GAZETESİ
NOT: İlk Yayınlanışı Tahsin AYGÜN 25 Haziran 1948 Türk Sesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ KİŞİ, LAKAP,YER ADLARI VE DEYİMLER

ZONGULDAK DOĞUMLU TÜRK POPU’NUN İLK STARLARINDAN AY-FERİ

BİR İSYANIN ANATOMİSİ;DEVREKLİ SAHTE KADIN PEYGAMBER DUDU HATUN İSYANI İLE KIZLAR DERESİ EFSANESİNİN BAĞLANTISI