BİR AZA DEFTERİ VE BİR KENTİN HAFIZASI


BİR AZA DEFTERİ VE BİR KENTİN HAFIZASI

Yaklaşık 5.5 yıllık bir çalışma olan “Kdz.Ereğli Futbol Tarihi 1923-1950” tarihi adlı eserimi büyük ölçüde tamamlamıştım.ZOKEV’in düzenlediği "Zonguldak’ta Spor”07 Bienali" etkinliğinde çalışmamı sporsever bir kitleye sunmam beni bir hayli mutlu etmişti.
Her şeyden önce bu çalışmama bir “Kent İmecesi” diyebiliriz. Öyle ki Ereğli halkından çalışmamdan haberi olan herkes fotoğraf temini olsun, isimlerin tespiti olsun destekler verdiler.
Fakat çeşitli şansızlıklar yüzünden kitap olarak bastıramamanın verdiği sıkıntı ve başvurduğum kurumların ilgisizliği beni oldukça üzdü ve yıprattı.
Ama yılmamalıydım bu kitabı mutlaka bastırmalıydım işte bu ruh hali ile koştururken talih eseri karşıma çıkan bir defter çalışmamın ufkunu genişleterek 1930’ların kent tarihi açısından çok değerli bilgileri bana sundu.Evet bu defter ;“EREĞLİ İDMAN YURDU AZA DEFTERİ 1930” beni meğer sabırla beklemiş.
Yukarıda da belirttiğim Kent İmecesi’nin ikinci aşamasında da yine iş KDZ.Ereğli sevdalılarına kalmıştı .Kdz.Ereğli’nin eski köklü esnafları sağ olsunlar yüzümü kara çıkarmadılar.Küçükte olsa kitap için destek babında reklamlar verdiler.Evet bu iş nihayete erecekti.İşte bu anda kapısını çaldığım Ereğli’nin en eski ve köklü eczanesi Memleket Eczanesi’nde çayımı yudumlarken Eczanenin 3. kuşaktan sahibi sayın Sadun DURAN bana gülümseyerek Ereğli İdman Yurdu Aza defterinin kendinde olduğunu söyleyince şaşkınlığı ve sevinci aynı anda yaşadım.Sadun Bey defteri içeriden getirdi.Kalbim küt küt atarak ilk sayfayı açtım.İlk sayfadaki fotoğraf kulübün kurucularından ve reisi Sadeddin Bey “Aman Allahım !” evet o işte ben bu kişiyi 5.5 yıldır tanıyorum.Ama artık fotoğrafı ve kişisel bilgileri elimde sayfaları bir taraftan çeviriyorum bir taraftan da şahıslar hakkında Sadun Bey’e bilgiler aktarıyorum.Bir taraftan Eczaneye gelip giden müşteriler oluyor onlarla da sevincimi paylaşıyorum.Sadun Bey Sadeddin Bey’in dedesi Sabit Nihat DURAN Bey’e 1934 yılında Antalya’dan atmış olduğu foto kartı (kartpostal) bana bilgisayarından gösterdi.Evet dedim onun imzası çünkü bu imzayı daha önceden tanıyordum.Aza defterinde de henüz soyadı kavramı olamadığı için sadece adını içeren hattat edası ile atılmış o estetik imza.
Sadun Bey’in ağzından o sihirli cümle döküldü “-Hocam bu defteri alın inceleyin ve işiniz bitince getirirsiniz.”Bir hazine sandığı bulmuş defineci sevinciyle iyi günler dileyerek eczaneden evime bir anda adeta uçuyorum sayfalar ,bilgiler ve fotoğraflar o kadar ayrıntılı net bilgiler var ki kafamda yerine tam oturmamış rivayet gibi kalan birkaç konu bir mozaiğin küçük küçük taşları gibi artık yerlerine oturuyor.
Ereğli İdman Yurdu Aza defterinde 132 sayfa kayıt tutulmuş üye bilgiler Sadeddin ERİŞEN tarafından tek tek işlenmiş.Kayıtlı 130 üye gözükmektedir.(2 sayfa boş bırakılmıştır) Üyelerinin profilini kabataslak incelersek Dönemin Zonguldak Mebusları Celal Sahir Bey (Fahri Üye) ve Ragıp Bey (Fahri Üye) Dönemin Kaymakamı Mehmet Halit Bey (Fahri üye)18 Erkek 6 Bayan olmak üzere toplam 24 Muallim (Öğretmen),
2 Kömür Şirketi Temsilcisi, 3 Mühendis,22 Memur (Çeşitli kurumlarda çalışan),
3 Muhasip,5 Şirket Katibi,2Vapur Acentası Sahibi,4 Maden İşletmecisi,9 Sandal,Kayık Sahibi ve Motorcu,1Eczacı,1 Doktor, 1 Diş Hekimi,1Liman Reisi,10 Adet Küçük Esnaf, 8 Tüccar,3 Müfettiş,1 Sorgu Hakimi,2 Asker Emeklisi,4 Öğrenci,1Eczacı kalfası,1Yurt odacısı,1Harman Çavuşu şeklindedir.Geri kalan üyelerle ilgili herhangi bir meslek kaydı yoktur.Bayan Üye sayısı 18’dir ve yukarıda belirtildiği gibi 6 tanesi Öğretmendir.
Zonguldak Mebusu 94 nolu üye Ragıp Bey’in (ÖZDEMİROĞLU) ilgili sayfasında şöyle bir not dikkatimizi çekiyor.Yurt binasının icarını deruhte etmiş (Binanın kirasını üstlenmiş)ve bu sebepten kendisine heyet-i idare kararı ile teşekkürname takdim edilmiştir.(Karar 23.7.1932)
Diğer Zonguldak Mebusu 67 nolu üye Celal Sahir Bey(EROZAN) ise gayet renkli bir simadır. 29 Eylül 1883’te İstanbul’da doğmuştur.
Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun dört kurucu üyesinden biridir. “Türk Dili Tetkik Cemiyeti”nin kuruluş dilekçesinde görevi, “veznedar” olarak belirtilmiştir. 26 Eylül 1932’de toplanan ilk Türk Dili Kurultayı, dilin sözvarlığını saptamak üzere “Lügat ve Istılah Kolu”nu kurmuş, “Umumi Merkez Heyeti” de kol başkanlığına Celal Sahir EROZAN’ı getirmiştir.(1932)
Şair olarak tanınan Celal Sahir Bey Servet-i Fünun dönemi şairlerindendir. Şiir yazmaya çocukluk döneminde başlamış; dokuz yaşındayken güzel şiir okuduğu için
II. Abdülhamid’in dikkatini çekmiştir. Bu nedenle sık sık sarayda padişahın konuğu olmuş, ona şiirler okumuş “Liyakat Nişanı” almıştır. On dört, on beş yaşlarındayken Malumat, Musavver Fen ve Edeb, Pul, Lisan gibi dergilerde şiir ve makaleleri yayımlanmıştır.
Celal Sahir Bey 1903’te “Hariciye Nezâreti”nde görev başlamış,1907’den sonra Kabataş ve Mercan Liselerinde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Meşrutiyetin ilanını izleyen günlerde Celal Sahir Bey bir yandan “dilin sadeleştirilmesini” isteyen aydınların yanında olmuş, bir yandan da yazı hayatına türlü etkinlikler katmıştır.Yeni Lisan eylemini Hak Gazetesi’nde anlatan, Halka Doğru Dergisi’nin yayın yönetmenliğini yapan Celal Sahir Bey “Edebiyatı Cedide”nin en genç şairlerinden biri olarak Tevfik Fikret’in etkisinde de kalmış, zamanla kendi özgün anlatımına ulaşmıştır. Türkçülük akımıyla ilgilenen Celal Sahir Bey, Türk dili konusundaki görüşleriyle Yeni Lisan eyleminin İstanbul’da ilk önderleri arasına girmiş, Servet-i Fünun Dergisi kapanınca, “Milli Edebiyat” akımını benimsemiş, hece ölçüsüyle şiirler yayımlamıştır. 1911’de Selanik’e gitmiş, burada çıkarılan Türk Yurdu, Türk Derneği, Genç Kalemler gibi dergilere yazmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında bir ara ticaret yapmış, Cumhuriyetin ilanından sonra 1928’de Zonguldak Milletvekili seçilmiştir. Harf Devrimini gerçekleştiren kurula katılmış, Türk Dil Kurumu’nun kuruluşuyla birlikte, hep savunduğu dilde sadeleşme eyleminin yapıcıları içinde yer almıştır. 16 Kasım 1935’te akciğer kanserinden yaşamını yitirmiştir.

Ereğli İdman Yurdu denilince akla gelen, şehrimizin hafızasında önemli bir iz bırakan olay 9-13 Temmuz 1934 tarihinde gerçekleşen kikler ve yelkenli ile gerçekleştirilen İstanbul seyahatidir.Bu seyahatli ilgili taradığım kaynaklarla aza defterindeki bilgiler iyice örtüştü.Ereğli İdman Yurdu kürek çekerek sahilleri takip ederek bu zorlu işi başarmış.İki takım oluşturulmuş birinci kiktekiler 20 yaş altı ikinci kiktekiler ise 20 yaş üstündekilerden seçilmiştir.Bu yolculuğa katılanlar;
Hüseyin GÜRDAL(Moskof),Zülfi ÇITAK,Yakup ARGÜN,Vahit Bey,Hacı KUZU, İzzet Bey,Abdullah OKAY (Sandalcı),Ekrem SÜREL(Bakkal) Abdullah ÜLKER, Ahmet Bey (Kara Kulukçu), Ahmet KAPLAMA (Fırıncı),Şinasi Bey (Hacı oğlu),Mehmet ABALI (Abalı oğlu), Müslim oğlu İbrahim Bey(Sandalcı),
(Mehmet Bey için Kulüp Aza defterinde Kiklerle yola çıkan arkadaşlarına motorla yetişerek takdir toplamıştır notu düşülmüştür.)
Yelkenlide ise Şaban Bey (Öğretmen), Zekai Bey (Öğretmen),Şahidi Bey (Öğretmen),Halis Bey(Kökçülerin Hacı Mehmet’in oğlu),İsmail AKSAN,Refik SART ve İdman Yurdu Kulübü’nün Başkanı Sadeddin ERİŞEN bey bulunmaktadır.
Hafız Mehmet Bey (Ölecek oğlu) seyahatte idare memuru olarak görevlendirilmiştir.Yine Kulüp Aza defterinden öğrendiğimize göre Refik SART dönüşte İstanbul’da kalmıştır.
14 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 5. sayfada bu seyahat haber olarak verilmiştir.Buna göre bir çifte ,iki kik ve bir ağırlık sandalı ile 20 kadar sporcunun İstanbul’a ulaştığı,sporcuların İstanbul Halkevi’nde misafir edildikleri, İstanbul da dört gün kalarak yine İzmit körfezi sahillerinden dolaşarak, futbol maçları da yaparak Ereğli’ye dönecekleri belirtilmiştir.Bu süre zarfında sandalların Galatasaray’ın Bebek’teki denizcilik lokalinde kalacağı bilgisi de verilmektedir.

Sadeddin ERİŞEN ile ilgili şu bilgilere ise yine Kulüp Aza defterinden ulaşıyoruz.1909-1914 yılları arasında İstanbul’da Hubertus Avcı Kulubü İdari üyesi,Devrek Avcı Cemiyeti kurucusu ve başkanı,İstanbul Stadyum kurucularındandır.20.08.1930 tarihinden 12.05.1935 tarihine kadar Ereğli İdman Yurdu başkanlığını yaptı. Sadeddin Bey Kulüp başkanlığından kendi isteği ile işlerinin yoğunluğunu mazeret göstererek istifa etmiştir. İdare heyetinde ise göreve devam etmiştir.İdman Yurdu aza defterini incelerken dikkatimizi çeken nokta şu oldu.Maarif Memuru olan 1902 doğumlu Mustafa oğlu Sırrı Bey yurt içinde bazı tutumları yüzünden tepki görmüş idare heyetiyle anlaşmazlığa düşmüş ve istifa etmiştir.Bu şahıs daha sonra dışarıdan Ereğli İdman Yurduna düşmanca bir tutum izleyerek üyeleri istifaya zorlamıştır.Defter kayıtlarına göre Sadeddin Bey tarafından mahkemeye verilen Sırrı Bey özellikle İdman Yurduna üye öğretmenlere baskı yapmış bunun sonucunda 60 nolu üye Öğretmen İdris Bey 72 nolu üye Öğretmen Şahin Bey 88 nolu üye Öğretmen Nuri Bey baskılara dayanamayarak istifa etmiştir.Bu baskı daha sonra ise Kaymakam Emin Bey tarafından da uygulanmış bunun sonucunda da Tahrirat katibi 71 nolu üye Salih Zeki Bey ve Orman memuru 91 nolu üye Celal ACAR (Baron) istifa etmek zorunda kalmış fakat Celal ACAR’ın istifası kabul edilmemiştir.Tüm bu baskılar Sadeddin Bey’i yıpratmış olmalı ki oda başkanlıktan istifa etmiştir.Daha sonra ise bu baskılar artarak onu Kdz.Ereğli’den ayrılmaya hatta sürgüne sürükleyecektir..
Sadeddin ERİŞEN “KOZES” adlı şirketin Ereğli mümessili(temsilcisi) olarak görev yapardı.Ereğli’ye gelen yabancı vapurlara kömür yüklenmesi ve sevkiyat işleri ile uğraşıyordu.Yardımsever bir kişi olarak sevilirdi, fakir babasıydı.Gemilerden artan kömürü yoksullara dağıtırdı.Ereğlili motorcuların halkı mağdur ettiği şikayetleri üzerine motorcuların yüksek fiyatlarla yolcu taşımalarını engelledi kendi motoruyla düşük fiyatlarla yolcu taşıttı.Bu olay onun Ereğli’den mecburen ayrılmasına sebep olan süreci başlattı.128 imza toplanarak “KOZES” Şirketinin nakliye işlerini yürüten mümessil Sadeddin Bey’e karşı bir kampanya oluşturuldu.Casuslukla itham edildi.3 ay İstanbul’da gözaltında kalan Sadeddin Bey mahkeme kararıyla Romanya’ya sürgün edildi.16 ay vatansız olarak Romanya’da yaşadı.Dönemin Zonguldak milletvekilleri durumu Mustafa Kemal ATATÜRK’e arz eyledi.Dosya ATATÜRK ’e getirildi, dosyayı inceleyen ATATÜRK emir vererek bir karar çıkarttı. Böylece çıkarılan meclis kararıyla vatanına döndü fakat maalesef Ereğli’ye gelmedi, Ereğli gençliği böylece 1937 yılında önderini yitirmiş oldu.(Resmi gazetedeki af ilanı Orhan DURAN’ın arşivindedir).
Sadeddin Bey deniz sporlarına çok önem verirdi.Bugünkü SSK Hastanesinin bulunduğu yerde 1 Temmuz Denizcilik Bayramı ve 30 Ağustos Tayyare Bayramları münasebetiyle kik yarışları,sandal yarışları,mavna yarışları,yüzme ve ördek kapma yarışmaları yapılırdı.Ayrıca bayanların da kürekçi takımları vardı.İdman Yurdunun 17 ve 20 nolu üyeleri iki bayan ile ilgili Kulüp Aza defterinden buraya vereceğimiz bilgiler bize 1930’lu yılların Kdz.Ereğlisi ile ilgili çok değerli bilgiler sunuyor.17 nolu üye Adile Hanım Sadeddin ERİŞEN’in kızıdır.Adile Hanım 30 Ağustos 1931 tarihinde Tayyare Bayramı menfaatine düzenlenen deniz yarışlarında 2 çifte sandal ile birinci gelmiştir.20 nolu üye Perihan Hanım’da aynı şekilde 30 Ağustos Tayyare Bayramı münasebetiyle 4.9.1931 tarihinde yapılan iki çifte Hanım sandal yarışlarında birinci gelmiştir.Bugün bile zevkle izlenen yağlı direk yarışmasının ödülünü bizzat Sadeddin Bey cebinden ödermiş.1934 yılı Temmuz ayında Ereğli İdman Yurdu sporcuları sandalla kürek çeke çeke İstanbul’a gitmişlerdir.
Orhan DURAN; ERDOĞAN ERKMEN ’e verdiği bilgide Tahliye Deniz Kurtarma Ekibi ile irtibat kurulduğunu bu şekilde İstanbul’a gidilip gelindiği söyler.
(Belge Abdullah Okay’a verilen takıma ait hüviyet cüzdanı. Bu belgedeki Sadeddin Bey’in imzası Kulübün kuruluş tarihini de bu belgeden 1330 yani 1914 olarak hesapladık)
Bu ekibin Beykoz çayırında Beykoz Futbol takımı ile bir iki futbol maçı yaptığı ve İstanbul gazetelerinin özellikle Cumhuriyetin bunu haber yaptığı söylenmektedir.Fakat dönemin Cumhuriyet Gazetesi koleksiyonunu incelediğimizde sadece Ereğlili sporcuların İstanbul’a ulaştıkları belirtilmiştir.Futbol maçı ile ilgili bir bilgi yoktur.Bu olayla ilgili Köroğlu Gazetesi’nde de iki küçük haber çıkmıştır.Sadun DURAN beyin kolleksiyonundan bana çalışmam için vermiş olduğu çok değerli kaynak Ereğli İdman Yurdu Aza defterinde ise gerek İsmail AKSAN gerek Kaplamaların Ahmet Bey’e ait
bilgilerde bu üyelerin Beykoz ile yapılana maçta görev aldıkları İsmail AKSAN’ın kaleyi koruduğu bilgisine yer verilmiş maçın sonucu ise yazılmamıştır.

7 KASIM 2007 tarihindi vefat eden değerli Sosyologumuz Mübeccel KIRAY‘ın“Ereğli, Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası” adlı eserinde Sadeddin ERİŞEN ile ilgili şu bilgilere rastlıyoruz. ”Aynı devrede Ereğli’de Van Der Zee ve Kazis gibi seyahat ve taşıma şirketlerinin de bir acentası varmış. Acentanın Müdürü S.Bey (Sadeddin ERİŞEN) ,İstanbullu ve girişken bir kimse imiş.Bir Alman kadınla evliymiş.Bugünkü Ereğliler için,Ereğli’nin içinde oturan, kendi hayat tarzlarından çok farklı bir hayat yaşayan ilk aile S.Bey ailesi (Sadeddin ERİŞEN) bugün Demir-Çelik Fabrikası’na mensup Amerikalı ailelerle karşılaştırılmaktadır.”


Mübeccel KIRAY 1960-1970 yılları arasında planlama bakımından üç önemli saha araştırması yapmıştır. Bunlardan ilki Türkiye’nin İkinci Demir Çelik Fabrikasının kurulduğu Kdz.Ereğli’de yürütülmüştür. Kıray’ın daha sonraki yıllarda klasikleşen bu çalışması 1964 yılında DPT tarafından adıyla yayınlanmıştır.Değerli Sosyologumuzun bu eseri en çok kaynak gösterilen eserlerinden biridir.

Sadeddin ERİŞEN‘in bu şekilde Kdz.Ereğli’den ayrıldığını öğrenmemden itibaren acaba bundan sonra nereye yerleşti nasıl hayatını sürdürdü diye düşünüp dururdum.Malum çağımız bilgi çağı ve internet büyük bir nimet googlee arama motoruna “Sadedin ERİŞEN” yazarak sonucu merakla aradım bu samanlıkta bir iğne aramak gibiydi.Ve buldum evet bu çok büyük sürpriz oldu.
MASON : HÜRRİYET KOLU - SADEDDİN ERİŞEN 1950
Bir müzayede sitesinde satılan bir Ephemera (Efemera) belgesinin tanıtımında bu başlık yazıyordu.Satıcı ile bağlantıya geçip bu belgeyi satın aldım.09.03.1950 tarihli TÜRKİYE MASON DERNEĞİ HÜRRİYET KOLU antentli belgede Sadeddin Bey’e ait kimlik bilgileri ikametgah ve ev adresleri yazmaktaydı.Mason litaratürüne göre geçirdiği aşamaların tarihleri de yazılıydı.Yazı ona aitti çünkü İdman Yurdu Aza defterine yazılan özenli el yazısıyla harfler birebir aynıydı ve imzası artık Soyadı Kanunundan itibaren kullandığı imza ile atmıştı.İlgili belge eserimizin Takım albümleri Ereğli İdman Yurdu bölümünden yer almaktadır.Şunu söylemeliyim Sadeddin Bey Mason olmuş olmamış bu konu o kadar önemli değildir. Önemli olan Kdz.Ereğli Spor tarihinde bırakmış olduğu hoş sedalardır.Gerisi eskilerin tabiri ile laf-ı güzaf..




KAYNAKLAR:

1-BİYOGRAFİSİ İÇİN KAYNAK: CELAL SAHİR EROZAN(KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI TÜRK BÜYÜKLERİ SERİSİ) YAZARI:NESRİN TAĞIZADE KARACA BASIM YILI 1992
2-1930 EREĞLİ İDMAN YURDU AZA DEFTERİ SADUN DURAN KOLLEKSİYONU
3-EREĞLİ İDMAN YURDU FOTOĞRAFLARI GAZETE KÜPÜRÜ VE FOTOĞRAFLAR GÜRDAL ÖZÇAKIR KOLLEKSİYONU
4- KARADENİZ EREĞLİ TARİH DOĞA VE KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞİ BÜLTENİ SAYI:40 EYLÜL-EKİM 2000
5- ERDOĞAN ERKMEN’E AİT 1983 YILIN DA ŞİRİN EREĞLİ GAZETESİNDE EREĞLİDE SPOR’UN TARİHİ ADLI YAZI DİZİSİ
6-14 TEMMUZ 1934 CUMHURİYET GAZETESİ SAYFA 5
7- KAYNAK: “EREĞLİ, AĞIR SANAYİDEN ÖNCE BİR SAHİL KASABASI”
1.BASKI DPT YAYINLARI OCAK 1964
2.BASKI İLETİŞİM YAYINLARI BÜTÜN ESERLERİ \ 1 SAYFA:73
8- KARADENİZ EREĞLİ TARİH DOĞA VE KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞİ ALBÜM 2



GÜRDAL ÖZÇAKIR TARİHÇİ-YAZAR

UYANIŞ DERGİSİ MART 2008

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ KİŞİ, LAKAP,YER ADLARI VE DEYİMLER

ZONGULDAK DOĞUMLU TÜRK POPU’NUN İLK STARLARINDAN AY-FERİ

BİR İSYANIN ANATOMİSİ;DEVREKLİ SAHTE KADIN PEYGAMBER DUDU HATUN İSYANI İLE KIZLAR DERESİ EFSANESİNİN BAĞLANTISI